top of page
Yazarın fotoğrafıAli Ilker Ünlü

AKKUŞ/AKBAŞ’IN BUGÜN İHTİYACI OLAN ŞEY NEDİR?

Akbaş 80’lerin başlarında dünya sahnesiyle, 90’ların ortasında da Türkiye’le tanışmış olabilir; ancak 2005’de Eskişehir, Sivrihisar ve köylerinde ilk turlarımız başladığında sürülerde tek tük kalmış vaziyetteydi.

Yerel halk, o yıllarda çoktan kökleşmiş Kangal Köpeğine benzer bir ırk algısından yoksundu. Koyunculuk yapan çok az aile babadan - dededen süregeldiği için Akkuş dedikleri bu beyaz sürü köpeklerine hala sahipse de büyük çoğunluğu azalan hayvancılığın sonucunda elden yitip gitmiş ya da Kangal’in popülerliği nedeniyle gözden düşerek melezlenmişti. O yıllarda ihtiyacımız olan öncelikle de yerel halk arasında aynen Sivas, Kangal’da gerçekleştirildiği gibi, doğal bir gurur duygusu yaratarak ırkın sayısını tekrar güvenilir rakamlara çıkarmaktı. Hangi beyaz Akkuş? Ardından gelen 10 yılda Anadolu’daki hangi beyaz sürü köpeklerinin Akkuş/Akbaş olduğunu, hangilerinin eğer varsa başka bir popülasyona ait olup olmadığını netleştirmeye çalıştık. Akbaş isminin popülerleşmesiyle Van’dan Trabzon’a beyaz bir çoban köpeği olan herkes Eskişehir, Sivrihisar’ın Akkuş’una sahip olduğunu düşünmeye başladı. Bunun önüne geçilmesi gerekiyordu. Eskişehir köylerinde sadece sürülerde kullanılan köpeklere dayalı kinolojik ölçümler, bize ortalama ırk parametrelerini verince geriye sadece ulusal ırk standardını yazılması kaldı. Yerel yetiştiricilerin de kabullendiği bu standart suan büyük ölçüde kabul gören ırk tipini tanımlıyor. Irk tipinin belirli bir kafa biçiminin, sırt çizgisinin, kuyruk tutuşunun ve kürk yapısının doğru oranlardaki kombinasyonu olduğunu artık bilen çoğu Akkuş sever, ırkın bütünlüğünün korunması açısından bunu savunuyorlar da. Bunun Akkuş’un geleceği için çok büyük ve gurur verici bir adım olduğu unutulmamalı. Peki savaş tam olarak kazanıldı mı? Akkuş/Akbaş’ın bugün hala neye ihtiyacı var? Yaklaşık 20 yıllık çalışmanın sonunda ırk bütünlüğü ve yetiştirici sayısının artışı bakımından büyük mesafeler kattedildiği açık. Artık bu noktadan güvenle yola devam edebilmemiz gerekmez mi? Görünmez Tehdit Hala çok büyük bir eksik Akkuş/Akbaş’ın geleceğini tehdit ediyor. Her yıl düzinelerce batımdan yüzlerce Akkuş olduğu söylenen yavru alınıyor. Bunlar severleri tarafından bağırlarına basılarak evlerine götürülüyor. Orda üretilmeye devam ediyorlar. Bu, bize ülkemizde hızla artan beyaz çoban köpeği nüfusunu gösteriyor olsa da hala çok önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırıyoruz. Yüzlerce yavrudan kaçı şecereli sorusu cevapsiz? Kaç yavru şecere kartında üç nesillik soy kütüğünün bilinçli takibi üzerinde planlı programlı üretiliyor? Bu kadar fazla soru birşeylerin eksik yapıldığının da göstergesi! Akkuş’un ihtiyacı Akkuş’un bugün uluslararası tanınırlılığı olan güvenilir bir şecere sistemi üzerinden kayıt altına alınmış, farklı kan hatlarından 8 adet A şecereli köpeğe ihtiyacı var. Böylece FCI nezdinde aynı Kangal’da başardığımız gibi Türkiye’ye ait bir ırk olarak Akkuş’u kaydettirebilmemiz mümkün olacak. Ne yazık ki bunca yıldır başvuruyu yapacak sayıda A şecereye sahip köpek kağıt üstünde üretilmedi. ‘Türkiye Cumhuriyetinde bu kadar Türk var,’ diyoruz. Kimlikleri çıkarılmadığı için sadece kendimize kanıtladığımızı düşünün. Durum bu! A şecere neydi? A şecere en basit haliyle köpeğinizin üç nesil geriye giden soy ağacının hepsinin kayıtlı üretim sonucu gerçekleştiğinin göstergesi. Yani köpeğinizin anne-babası, büyükanne ve büyükbabası ve onların da anne-babasının şecereye işlenmiş olması gerekiyor. Ayrı kan hatları diyoruz çünkü minimum akrabalık bağıyla bağlı farklı kanlardan gelen köpeklerin A şecereye ulaşması demek bir ırkın geniş bir gen havuzuna sahip olması anlamına geliyor. Bu da gelecek 10 yıllarda aile içi çiftleşmelerinden kaçınılacak yeterince ayrı kan hattına sahip olacağız demek. Kaç tane A şecereli Akkuş’umuz var dersiniz? Neden FCI ve KİF? Uluslarası tanınılırlığı olan güvenilir bir şecere kayıt sistemi deyince ülkemizde seçenekler kendiliğinden daralıyor. Bu şartları tek sağlayan federasyon, Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu (KİF). 100’e yakın üye ülkesiyle Uluslararası Kinoloji Federasyonuna (FCI) tam üyeliği sayesinde KİF’in aynı zamanda İngiliz (KC), Amerikan (AKC), Kanada Köpek Federasyonlarınca (ÇKC) karşılıklı şecere tanıma anlaşması var. Türkiye’de böyle bir imkan başka hiç bir federasyonda mevcut değil. Dış mihrak öcü mü? Bahane mi? ‘Dış mihraklara karşı biz bize yeteriz’ söylemi bazılarımızın günü kurtarıyor olabilir; ancak gelecek 20 yıl gibi kısa bir zaman dilimini bile düşündüğümüzde ırkın geleceğini garanti edemeyeceğini bilmemiz gerekiyor. Bundan 20 yıl önce Kangal deyince adı birlikte alınan isimleri hatırlayabiliyorsanız o kadar üretilen köpeğin ya da soylarının nerede olduğunu bir sorgulayın. Büyük bir kısmı yok olup gitti. 10 -15 yıla ‘benim köpeğim falancanın meşhur şu köpeğine dayanıyor,’ diyenlerin sayısı daha da azalacak. İddia edenler de ellerinde kayıt kuyut olmadığı sürece iddia ettikleriyle kalacaklar. Kayıt olmadığı için bir gün söz de unutulacak. Safkan ırk kavramı Akkuş’un saf kan bir ırk olduğunu o dış mihraklı sistem bize öğretti. Kinolojik parametreler olduğunu, ırk tipini korumanın yollarını, köpek showlarını, seçici üretimi ve diğerlerini. Hep futbol örneğini tekrar ediyorum; ama İngiliz icadı futbolu benimseyip Türk futbolunun uluslararası kabul edilebilirliğini milli duygularla bağrımıza bastıktan sonra gene İngiliz icadı olan safkan köpek ırkları kavramı, buna bağlı şecereli köpek üretimi, köpek ırk dernekleri ve federasyonları, ırk güzellik yarışmaları ve onun getirdiği bugün bazılarımızın harıl harıl yavru satabildiği bir dünyayı ithal bu pratiğe borçluyuz. Kaldı ki bu dış mihrak konusu bile değil. Kinoloji bilmi dünyada böyle yapılıyor. Küçük ve büyükbaş hayvancılık da öyle. O muhteşem atlar da seceresi nedeniyle değerli. Bizlerin ürettiği o beyaz yavruları da kıymetli kılan, seceresindeki köpeklerin kalitesi olmalı. Sosyal medyada yaratılan o kanı değil. Şimdilik o kanı şöhret ve bazıları için para getiriyor görünüyor ki bunda hiç bir mahsuru yok. Sadece bizim Akkuş’umuzun da uluslararası alanda herkesin tanıdığı bir Rottweiler ya da Labrador Retriever olma şansını sadece basit bir kırtasiyeden kaçarak daha fazla ertelemeliyiz. Akkuş’un bugün nesil nesil takibi yapılmış şecere belgelerine sahip köpeklere ihtiyacı var.

Lütfen Kif ofise* başvurup; • üretilecek köpeklerinizi kaydettirin, • çiftleşme gerçekleştiğinde çiftleşme anlaşması formu doldurun • üretilen yavruların seceresini çıkartmadan sahiplendirmeyin • mümkünse takip edebileceğiniz kişilere yavru verin ve onlardan yapılacak üretimlerin de şecereli olması için gerekli planlamanın yapılmasına ön ayak olun. Günün sonunda köpeklerinizin nesiller boyu kayıtlı olması sizin gururunuz. Sizin emeklerinizin kimlik kartı. KİF işimizi kolaylaştıryor. KİF’le yaptığımız toplantılarda güvenilir olduğu sürece geriye dönük kayıtların yapılabileceği, istenmiyorsa mevcut Akbaş Derneğine ulaşmadan direkt kendileriyle kayıt işlerini halledilebileceği zaten uzun zaman önce duyurulmuştu. Geriye iki kayıt formunu doldurmak kalıyor. Kif Ofis: ofis@kif.org.tr ya da 0216 90914 68 ya da 77. PDF Akkusun bugun ihtiyaci olan sey nedir - Ilker Unlu Aralik 2021.pdf


3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page