Gun gecmiyor ki yeni bir bilimsel calisma 200 yil oncesinin bilgisiyle icat edilmis safkan kopek uretim metodlarinin kendi sonunu getirdigini ortaya cikarmasin. Cok daha insani ve bilimsel yontemlerle de sevdigimiz irklarin soylarini koruyabiliriz.
Köpek ırkları en iyi dostumuz ve bizim hakkımızda bize neler anlatıyor?
Köpek ırkları arasındaki genetik çeşitliliği araştıran yeni bir çalışma, ülkeler arasında yeni kan değiş tokuşunun yapılmasını tavsiye ediyor. Bu çalışmayı kaleme alan Jaakko Pohjoismäki, yeni yetiştirme yöntemlerimizi masaya yatırdı.
Canine Medicine and Genetics, ‘de yayınlanan ‘Üretim pratikleri ve coğrafik izolasyon, köpek ırkları kan hatlarında genetik çeşitliliğin kaybına yol açarak alt popülasyonlarda farklılaşmaya neden oluyor1’ adlı çalışmamızda 6 popüler köpek ırkında (Belçika Çobanı, Greyhound, Fin Lapphundu, İtalyan Tazısı, Labrador Retriever ve Shetland Çoban Köpeği) alt popülasyon farklılaşmasını incelemek için ticari olarak elde edilmiş genomik bilgi kullandık.
Tüm bu ırklarda, ya coğrafik çıkış noktası ya da özel ırk kan hatlarına bağlı güçlü alt popülasyon farklılaşması bulduk. Biraz farkılaşmayı bulmayı zaten beklememize rağmen, özellikle de oldukça az sayıda köpekle üretime başlanan ülkelerde, bu alt popülasyonların genetik olarak ne kadar birbirinden ayrı olduğunu ve bazı ırklarda bu genetik farklılaşmanın ne kadar da çabuk gerçekleştiğini görmek oldukça şaşırtıcıydı. Örneğin, Fin Lapphundunun sürü güden kan hattı, arada hiç bir coğrafik bariyer olmaksızın sadece yetiştiricilerin tercihlerine dayalı olarak eşlik amaçlı üretilenlerden 30 yıl içinde farklılık göstermişti.
Gözlemlerimiz, köpek üretim yöntemleri adına sadece pratik değil aynı zamanda felsefi sonuçlara da sahip.
İstenen ırk tipi ideallerine ulaşmak için köpek üretmek, istenmeyen varyasyonların yok olmasıyla sonuçlanır ve bu, tüm evcil hayvanların yetiştirilmesinde ana prensiptir.
Genel olarak ırk farklılaşması ve ırk bütünlüğü kendi başına kötü şeyler değildir. Ancak pek çok ırk küçük popülasyonlara sahip olduğundan nesiller içinde aile içi çiftleşmenin biriken etkilerinden zarar görmektedirler.
Özel kan hatlarının ortadan kalmasına gerek yok; ancak ırk organizasyonları, kan hatları ya da yakın ırklardan köpeklerle köpeklerinin çiftleştirilmesi konusunda daha proaktif olmalıdırlar.
Özel kan hatlarının korunması özellikle de iş köpeklerine gelindiğinde haklı çıkarılabilse de ırkların fenotipik (dış görünüm) farkılaşmasındaki tercihlerin çoğunluğu bir farklılık yaratma isteğimizden kaynaklanmaktadır. Dahası, kürk rengi ya da yapısı gibi arzu edilen bu özelliklerin pek çoğu çekinik tek gene bağlı özelliklerdir. Çekinik fenotipler, genetik test yardımıyla tespit edilebilecek heterozigot bireylerin planlı üretimi ile de sağlanabilir. Unutulmamalıdır ki köpek ırkları insan yaratımı kriterlere dayalı olarak ortaya çıkar ve üretim için bu kriterlerin dikkatle değerlendirilip geniş üretim seçeneklerinin dar fikirlere tercih edilmesi gerekmektedir.
Ayrıntısıyla tasvir edilmiş köpek ırklarının yaygın ideallerinden farklı olarak Kuzey Spitzi ( Norrbottenspets) gibi üretim biçimleri serbest dolasan köpekleri taklit eden bazı ırklar mevcut. Böylece bazı yetiştiricilerin üretim pratiklerinde de değişmeler gözlemliyoruz. Fillandiya, bu küçük av köpeği ırkını korumak için katı kurallarla aile içi çiftleşmenin yasaklıyor, her damızlık erkeğin en fazla 30 yavrusu olabileceği sınırlaması getiriyor, açık damızlık kayıt sistemini* destekliyor, güzellik yarışmaları ve görüntü yerine çalışan av köpeklerini öne çıkarıyor ve üretimde kullanılacak köpeklerin mecburi sağlık kontrollerinin şart koşuyor. Bir zamanlar neredeyse nesli tükenmek üzereyken suan dünyada genetik olarak en büyük çeşitliliğe sahip ırklardan2 biri.
(C.N: Safkan ırkların nerdeyse tamamında kullanılan ‘kapalı damızlık kayıt sistemi’ en başta yeterli kabul ettiği sayıda köpeğin başlangıç kaydını yaptıktan sonra artık sisteme geçmişi bilinmeyen yeni köpeklerin girmesine izin vermeksizin sadece bu köpekler arasında yapılan çiftleşmeleri safkan süreç olarak kabul eder. Çoğu 10 ya da şanlıysa 20 köpekle başlayan ırklarda, sadece yarışmalarda kazanan köpeklerin soyunun tercih edilmesiyle beraber kısa sürede popülasyonda ciddi genetik daralmalar, dolayısıyla kalıtsal hastalıklar ortaya çıkmaya başlar.)
Yaptığımız çalışma, köpek ırklarının alt popülasyonları ve genetik çeşitliliği üzerine değerli bilgiler elde etmek amacıyla ticari olarak elde edilen genom data’sının nasıl kullanılabileceğine de örnek teşkil ediyor. Data, özellikle de ırk severler arasında sıkça spekülasyonlara neden olan modern köpek ırkları arasında atasal gen akışı3ve genetik ilişkilerini anlamamıza da yardımcı olmaktadır.
Daha genel bir perspektiften bakıldığında popülasyon daralmaları ve genetik farkılaşmaya dayalı seçimin toplam etkisi gözden kaçmayacak kadar belirgindir. Hemen herkes tarafından bilinse de inanılmaz fenotipik varyasyonlarıyla çoğu köpek ırkı son 200 yıl içinde ortaya çıkmıştır ve belki de hala evrimsel güçlerin etkisi altındadır.
Köpek ırklarında genetik farklılaşmayı anlamak türlerin adaptif yayılımı ya da uzak adalarda birkaç bireyden ortaya çıkan türler gibi doğal popülasyonların evrimine bakışa olan ilgiyi de arttırabilir.
Buna benzer olarak, genetik çeşitliliğini kaybeden köpek ırkları alt popülasyonlarının hızlı farklılaşması, doğal yaşam alanlarının kaybının ve nesli tükenmekte olan türlerin popülasyon genetiğinin bölünmesinin etkisinin de altını çizmektedir. Göreceli olarak birkaç üretilebilir bireye sahip köpek alt popülasyonları, pek çok coğrafi olarak dağınık popülasyonları olan nesli tehlikede türlerle yakınen benzeşmektedir.
Köpekler ayrıca nesli tehlikedeki popülasyonların genetik kurtuluş süreçlerini gözlemleyebilmemiz için kontrollü ve pratik modeller sunarken bu kurtuluş için arzu edilen hedeflere ulaşmak amacıyla istenen genetik farklılıklar ve transfer edilen bireylerin sayısına yönelik metodların geliştirilmesine yardımcı olabilirler.
Bir hedefi olan üretim teknikleri insanların bitki ve hayvanları biçimlendirmek için bin yıldır kullandıkları güçlü bir araçtır. Yine de, zarar vermemek adına güçle beraber sorumluluk da beraberinde gelmelidir. En yakın hayvan dostumuz daha geniş bir açıdan bakılmayı hakketmektedir.
Referanslar

Comments